Sanatçı Hakkında

Kıdemli Makyaj Artist Gina Bettelli

için herşey dağınıklıkta gizli. Bir Nirvana hayranı olarak gençliğini Seattle'da geçiren artist 90'lı yılların stilini destekliyor. O sizin gibi hazırlırklı olmak ya da ışıltılı olmayı istemek yerine akşamdan kalma bir t-shirt ve ruj sürüp çıkan kızlardan. Şimdi bize karmaşıklığın, gotikliğin ve dağınıklılığın benzersiz bir sanat biçimi olduğunu gösteriyor. Şimdi Brooklyn'de şef olan kocası, iki tekir kedisiyle sakin bir hayat sürüyor ve gençlik yıllarında dinlemekten zevk aldığı müziklerin enstrümanlarını çalmayı öğreniyor. Nostaljik ama en çok da yenilikçi ve çığır açan bir türden.

Nana en iyisini bilir

"Makyaj ve cazibeyle beni ilk kez buluşturan Nana'm oldu. O her zaman ellerini dudaklarıyla, çantasını ise ayakkabılarıyla kombin ederdi. Makyajını el üstünde tutar, pudra ve rujlarını bitene kadar kullanırdı. Onun sayesinde dört yaşımdayken makyaj koleksiyonu yapmaya başladım. İlk M·A·C ürünüm Pink Freeze Eye Shadow'du ve onu senelerce kirpiklerimden kaşlarıma doğru kullanıp hiç bırakmadan kullandım. 90'lı yıllardı ve o dönem kalkık kaşlar, sade göz farları ve koyu rujlar modaydı. Zamanla VIVA GLAM'i keşfettim ve görünümümü tamamladım."

Yüksekler ve Alçaklar

"Köşeli bir yüzüm olduğu için belli bölgelerimi dengelemenin en iyi yolu highlighter kullanmak. Pearl Cream Colour Base kullanarak elmacık kemiklerimi, burun kemerimi, gözpınarlarımı, dudaklarımın kalp kısmını aydınlatmayı seviyorum. Kaşlarım 90'lı yıllardan zor kurtuldu ve dengeli gözükmesi için biraz canlılığa ihtiyacı vardı. Çok abartılı bir ifade vermeden boşlukları doldurmak için Fling Eye Brows kullanıyorum."

Grunge Kız

"Gece için Smolder Eye Kohl ile gözlerimi vurguluyor, tutkulu ve buğulu bakışlar için Bamboom Paints uyguluyor ve Ample Pink Plushglass kullanarak ışıltılı ve dolgun dudaklar yaratıyorum. McQueen S/S 07 Defilesinin kariyerime ışık tutmasına şaşmamak gerek. Makyajla, Well Dressed Powder Blush'ın gizli dokunuşuyla bir araya gelen heybeti bir porselen gibiydi. Koleksiyon masalsıydı, kulis karmaşıktı, ekip ise büyüleyiciydi. 1920'li yılların Brooklyn'de yeniden yaşatılmasına da ayrıca seviniyorum. Kahve tonlarındaki yuvarlak buğulu bakışlar, çan formundaki şapkalar ve art deco mücevherler yeniden canlandı."